Hadislerde Kalp

Din önderleri ve gerçek “insan uzmanları” (Peygamberler ve İmamlar) insanların kalpleri hakkında çok güzel konulara değinmişlerdir. Burada onlardan bir kısmını belirtmeyi yararlı görüyoruz.
Bazı hadislerde kalpler üç kısma ayrılmıştır. Örneğin İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyuruyor:
Kalp üç kısma ayrılır. Birinci kısım hayırlı hiçbir şeyi idrak etmeyen ters kalptir; bu kalp kâfir kimsenin kalbidir. İkinci kısım kendisinde siyah bir nokta olan kalptir; böyle bir kalpte hayır ve şer sürekli savaş ve çekişme halindedir. Onlardan hangisi daha güçlü olursa kalbe o galip gelir. Üçüncü kısım açık kalptir; bu kalpte hiçbir zaman sönmeyecek bir ışık ve nur vardır. Bu ise mümin kimsenin kalbidir. [1]
İmam Cafer Sadık (a.s) yüce babasından şöyle nakletmiştir:
Kalp için hiçbir şey günahtan daha kötü değildir. Kalp günahla karşılaşır ve onunla savaşır, nihayet günah kalbe üstün gelir ve onu terse çevirir. [2]
İmam Seccad (Zeyn’u-l Abidin) (a.s) bir hadiste şöyle buyuruyor:
İnsanın dört gözü vardır. İki (zahirî) gözüyle din ve dünyasıyla ilgili şeyleri görür ve iki (bâtınî) gözüyle de ahiretle ilgili şeyleri görür. Allah-u Teala kulunun hayrını istediği zaman gayb âlemini ve ahiretle ilgili olan şeyleri görmesi için kalbinin iki gözünü açar ve eğer kulunun hayrını istemezse onun kalbini kendi haline bırakır. [3]
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyorlar:
Kalbin iki kulağı vardır; iman ruhu, yavaşça onu iyi işlere davet eder; şeytan ise yavaşça kötü işlere çağırır. Onlardan hangisi diğerine galip gelirse kalbi kendi tasarrufuna geçirir. [4]
İmam Cafer Sadık (a.s) Resul-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle naklediyor:
Körlüklerin en kötüsü kalbin kör olmasıdır. [5]
İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyurmuşlardır:
İnsanın kalbinde beyaz ve açık bir nokta vardır. Eğer günah işlerse onda siyah bir nokta oluşur; daha sonra tövbe ederse, siyah nokta giderilir; ancak hâlâ günah işlemeye devam edecek olursa siyah noktalar tedricen fazlalaşır ve nihayet beyaz noktaların tamamını örter. Bu durumda böyle bir kalbin sahibi asla iyiliğe dönmez ve Allah-u Teala’nın Kur’ân-ı Kerim’de buyurduğu şu ayetin kapsamına girer: “Hayır onların kazanmakta oldukları, kalpleri üzerinde pas tutmuştur. [6]
Hz. Ali’den (a.s) şöyle naklediliyor:
Her kimin takvası az olur da haramdan iyice kaçınmazsa kalbi ölüverir; kalbi ölen kimse ise cehenneme girer. [7]
Hz. Ali (a.s) oğluna şöyle vasiyet etmiştir:
Oğulcağızım! Fakirlik belalardan biridir. Ondan daha kötüsü vücudun hasta olmasıdır; kalbin hasta olması ise vücudun hasta olmasından daha kötüdür. Rızkın ve malın bolluğu Allah’ın nimetlerinden biridir. Ondan daha üstünü vücudun sağlıklı oluşudur ve ondan da üstünü kalbin takvalı olmasıdır. [8]
Hz. Resul-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle naklediliyor:
Hz. Davud (a.s) Allah-u Teala’ya: “Allah’ım, bütün padişahların hazinesi vardır, öyleyse senin hazinen nerededir?” diye arz edince, Allah-u Teala Hz. Davud’a cevaben şöyle buyurdu: Benim Arş’tan daha büyük, Kürsü’den daha geniş, Cennet’ten daha güzel kokulu ve meleklerden daha güzel bir hazinem vardır. O hazinenin arzı (yeri) mârifettir, seması imandır, güneşi şevktir, ayı muhabbettir, yıldızları ilhamlar ve Allah’ın teveccühleridir; bulutları akıl, yağmuru rahmet, meyve ve tomurcukları itaat, meyvesi ise hikmettir. Benim hazinemin dört kapısı vardır: Birincisi ilim, ikincisi akıl, üçüncüsü sabır, dördüncüsü razılıktır. Bilin ki, benim hazinem (mümin kullarımın) kalbidir.” [9]
İlâhî “kalp uzmanları” (peygamberler ve İmamlar) bu hadislerde kalp hakkında çok güzel noktalara değinmişlerdir. Biz burada onların bazılarını aktarmakla yetineceğiz. Bazı hadisler, “kalpleri” üç kısma ayırmışlardır:
[1]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.51.
[2]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.54.
[3]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.53.
[4]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.53.
[5]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.51.
[6]- Usul-i Kâfi, c….., s.273.
[7]- Nehc’ül-Belâğa.
[8]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.51.
[9]- Bihar’ul-Envar, c.70, s.59.