İMAM HÜSEYİN

Hüseyni Kıyam’ın Nebevi Temelleri

imam-hüseyinHz. Hüseyin(r.a)’ın şehit olduğu aşura gününün erbain (40. günü) törenleri ardından yeniden gündeme aynı sorular geliyor. Hz. Hüseyin için tören düzenlemenin, ağlamanın ve yas tutmanın doğru mu yanlış mı olduğu tartışmalarına nebevi çözümler getirerek aydınlatma yolu en kısa çözüm yolu olsa gerektir.

Öncelikle zamanla unutulan ve unutturulan bir vakıa var ki o da Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in kıyamını Peygamber(sav) den İslam’dan bağını koparıp sadece bir talihsiz olay veya trafik kazası haberi verir gibi insanlara aktarmaktır. Hatta Yezid’e hazreti, Emirul Müminin gibi yakıştırmaları da göz önüne alırsak iş daha vahim bir hal almaktadır. Bu gibi bilinçli-bilinçsiz çarpıtmalar neticesinde bugün Ehl-i Sünnnet camiasında İmam Hüseyin(ra) için her hangi bir tören yapılmamakta insanlar güya tahrik olmamaya sağduyulu olmaya çağırılmaktadır. Hatta anma merasimlerine haram, bidat ve daha öte ithamlarda bulunarak Peygamberin torununa ağlamayı bile günah saymaktadırlar.  Ne yazık ki her hangi bir merhuma bile Mevlit okunurken Hz Hüseyin’e bir Mevlidin ve Fatiha’nın dahi çok görülmesi yürek parçalayan bir durumdur.

İmam Hüseyin’e çocukluğundan beri Hz. Resul-i Ekrem(sav) efendimiz yas tutmuştur. Hz. Cebrail(as) olacakları Hatemul-Enbiya’ya bildirmişti. O, bu haberi sadece kendine sır olarak saklamadı; bilakis gerek sahabeden ve gerekse eşlerinden birçok kişiyi biricik torununun başına geleceklerden haberdar etti. Hatem’in matemi bu şekilde hep devam etmiştir. İmam Hüseyin birçok kişinin onun feci şekilde katledileceğini bilen insanlar arasında büyüdü ki, bunların başında dedesi Resul-i Ekrem(sav) vardı. Dolayısıyla Hazret, kendine verilen ilahi misyonun bilincini daha küçük yaşlardan itibaren kavramıştır. O, aldığı bu nebevi terbiye neticesinde ileriki zamanlarda Yezid’e kıyam etmiştir. Bu terbiyeyi bizzat dedesi deruhte etmişti. Şimdi konumuzla alakalı rivayet edilen birkaç hadise göz atalım.

  • Hz. Ayşe(ranh)’dan rivayetle:“Bir gün Hüseyin bin Ali Resulullah (sav)’in yanına geldi. Resulullah(sav) buyurdu ki: ‘Ey Ayşe sana bir haber vereyim mi? Az evvel daha önce yanıma hiç gelmeyen bir melek geldi. Senin bu oğlun öldürülecek dedi. Melek : ‘İstersen sana öldürüleceği yerden toprak göstereyim’ dedi ve kırmızı bir toprak gösterdi”(isnadı sahihtir -İbn-i Hacer-)
  •   Hz. Ümmü Seleme(rnah)’dan rivayetle: “Bir gün Hasan ve Hüseyin Resulullah(sav)’in arasında oynuyordular. Cebrail indi ve dedi ki: ‘Ümmetin senden sonra şu çocuğu öldürecektir.’ Cebrail eliyle Hüseyin’i işaret etti. Resulullah Hüseyin’i eliyle göğsüne bastırıp ağlamaya başladı. Cebrail : ‘Bu toprak parçası sana emanet olsun’ dedi. Resulullah(sav) o toprağı koklayıp şöyle dedi ‘Vay üzüntü ve belaya!’ ” Ümmü Seleme şöyle devam etti: “Resullah(sav) dedi ki: ‘Ey Ümmü Seleme! Bu toprak kana bulandığı gün bil ki oğlum kesinlikle öldürülmüş olacaktır’ ”(benzer rivayet İbn-i Hacer)
  •  Abdullah bin Hantab’dan rivayetle: “Hüseyin bin Ali kuşatıldığı zaman şöyle dedi: ‘ Buranın adı nedir?’ ‘Kerbela’ denildi. Bunun üzerine dedi ki: ‘Resulullah kesinlikle doğru söylemiştir. Burası eza ve bela yeridir.’”(İbn-i Hacer,Ahmet bin Hanbel,Ebu Ya’la,el-Bezzar)

 

Bunlar bilinmeden Hazret’in Kardeşi Muhammed Hanefiyye’ye bıraktığı şu vasiyeti anlamak mümkün değildir:

“…Ben azgınlık, makam, fesat ve zulüm yapmak için Medine’den ayrılmadım. Ceddimin ümmetini ıslah etmek, marufu emir ve münkerden nehyetmek, ceddim Resulullah(sav) ve babam Ali b. Ebu Talip’in yolunu ihya etmek için kıyam ettim. Öyleyse kim bu hakikati benden kabul ederse, Allah benimle bu kavim arasında hükmedene dek sabrederim, Allah hükmedenlerin en hayırlısıdır…”

 

Yazımız ve yazıda geçen hadisler İmam Taberani’nin Maktel’ül Hüseyin b Ali b. Ebi Talib eserinden alınmıştır.

 

 

Etiketler

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı